AKILLI ALTYAPILARIN GÜNÜMÜZDEKİ ÖNEMİ

AKILLI ALTYAPILARIN GÜNÜMÜZDEKİ ÖNEMİ

Son yıllarda inşaat sektöründe kayda değer ilerlemeler gözleniyor. Teknolojide yaşanan hızlı gelişmeler, birçok sektöre olumlu etkilerini de yansıtmaktadır. Bunlar arasında ilk sıralarda inşaat yer alıyor. Geçtiğimiz on yıl içerisinde ”akıllı teknolojiler” dikkat çekici boyutlara ulaştı.

Akıllı teknolojiler, insan hayatını kolaylaştırıcı yönleriyle ön plana çıkarken, akıllı teknolojiler ile oluşturulan altyapılar, sürdürülebilirliği destekleyerek güven ve verim de sunuyor. Bu avantajlar ekonomik eksenle de birleşince, çok sayıda projenin içerisinde akıllı altyapıların yer alması sürpriz olmuyor.

Gelişmiş ülkeler şehirlerini, binalarını ve yollarını akıllı altyapı sistemleri ile yenilemeye başlayalı çok olmuşken, gelişmekte olan ülkeler de bu yoldan gitmeye hazırlanıyor. 2030 yılına kadar pek çok ülkenin altyapılarını zeki, güvenli, verimli, optimum enerji tüketimi ve dağıtımı sunan bu teknolojiler ile donatmış olacağı tahmin ediliyor. Bu noktada yolun bir kısmı aşılmış durumda. Bu yolu hızlı adımlarla geçmeye devam eden ülkeler ve kuruluşlar arasında, gelişmelere ve yenilikçi adımlara uyumlu ve vizyon sahibi olanlar yer alıyor.

Akıllı altyapıların sağlıklı bir şekilde ortaya konması için uzmanlaşmaya ve inovasyona gereken değerin ve payın verilmesi gerekiyor. Var olan altyapı eksiklerini ve aksamalarını bir adım öteye taşımak, bunlarla ilgili önemli verileri ve gözlemleri iyi bir şekilde değerlendirmekte fayda var. Bunun yolu ise arttırılmış zeka ve şeffaflık, entegrasyon ve otomatikleştirilmiş süreçlerden geçiyor. Bu adımlar sayesinde; doğru kararlar verilmesi, performansın optimize edilmesi ve verimliliğin arttırılarak maliyetlerin azaltılması bekleniyor.

AKILLI ALTYAPILARLA GELEN YENİLİKLER

İnşaat sektörü denince ulaşım, şebeke ve binalar ilk akla gelenler oluyor. Ulaşımda özellikle kara ve demir yollarının iyileştirilmesi dikkat çekiyor. Sensörler ve kontroller sayesinde daha güvenli ve çevreyi gözeten bir sistem destekleniyor. Bu noktada yazılım sektörünün sunduğu avantajlardan faydalanılıyor. Kara yollarını kullanan otobüsler, bisikletler, otomobiller için entegre edilmiş park sistemi, geçiş sistemleri gibi konularda yeniliklere ve iyileştirilmelere gidiliyor. Diğer yandan elektrikli otobüsler de bu yenilikler arasında dikkat çekiyor.

Demiryolu elektrikleme sistemleri, şehir içi ve şehirler arası taşımacılığın kaliteli bir zeminde yürütülmesi için de çalışmalar bulunuyor. Güvenli demir yolu sistemlerinin, ulaşım ağını en iyi hale getirmesi amaçlanıyor. Ulaşım konusundaki dikkat çekici sistemler arasında Paris’te bulunan sürücüsüz trenler ve Lizbon’daki e-bilet sistemi bulunuyor.

Akıllı binalar üzerinde çalışmalar özellikle hastane, havalimanı gibi kritik önem taşıyan yapılarda özenle sürdürülüyor. İklim değişikliğinin sonucu olarak afetlerin artması ve terör olaylarının sayısındaki ciddi artış, şirketleri ve hükümetleri endişelendiriyor. Bu durum da hem fiziksel hem de sanal anlamda daha güvenli ve koruyucu altyapı sistemlerine olan ihtiyacı arttırıyor.

Aynı zamanda dünyadaki enerji tüketiminin önemli bir payını binalar oluşturuyor. Üretilen enerjinin büyük kısmı binaların ısı, sıcak su, havalandırma, aydınlatma gibi ihtiyaçlarına gidiyor. Bu noktada enerji tüketimini daha verimli kullanmak adına akıllı altyapılara güveniliyor. Daha verimli, daha güvenli ve daha entegre edilmiş akıllı binalar önemli bir potansiyel taşıyor. Buna en önemli örnekler arasında Doha’daki Tornado Kulesi, Tayvan’daki Tapei 101, Chicago’daki O’hare Havaalanı yer alıyor.

Bir şehrin altyapısının en önemli unsurlarından birini de şebekeler oluşturuyor. Her geçen gün büyüyen güç gereksinimleri, günümüz şebekelerince karşılanamayacaktır. Artan nüfusu karşılamaya yetmeyecek enerji kaynaklarının daha verimli kullanılması gerekiyor. Akıllı şebekeler, geleceğin ihtiyaçlarını karşılamaya olanak tanıyor. Bu nedenle teknolojinin sahip olunan kaynakları, verimli kullanmaya yönelik kullanılması önem taşıyor. Akıllı şebekenin örnekleri arasında Kuzey Amerika’daki PJM, Maharashtra’daki güç şebekesi, Münih’teki güç tesisi yer alıyor.

ALTYAPI VE İNŞAAT SEKTÖRÜ KÜRESEL EKONOMİYİ BÜYÜTMEYE DEVAM EDİYOR

KPMG tarafından yayınlanan ”2018 Altyapı Sektöründe Gelişen Trendler” raporunda altyapıyla ilgili gelişmelere geniş bir yer veriliyor. Rapora göre, inşaat ve altyapı sektörü, küresel ekonominin büyüme motoru olmaya devam ediyor. Ancak yaşanan teknolojik gelişmeler ne kadar umut verici ise de, dünyadaki ekonomik ve sosyal ayrıştırmaların büyük altyapı projelerini olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekiliyor. Bu noktada ülkelerin ve yatırımcıların ne kadar yenilikçi ve uyumlu bir bakış açısına sahip olduğu önemli. Çünkü bu durumdan rahatça çıkabilecek olanlar, fırsatları yakalamaya devam edebilecek.

Aynı zamanda 2018’de esnek projelerin daha fazla ön plana çıkması bekleniyor. Çünkü, farklı senaryoları dikkate alarak hazırlanan projeler, ihtiyaç duyulduğunda kapasite arttırımını kolaylaştıracak. Diğer taraftan, alt yapı projeleri için anlık kullanıcı verileri hayati bir paya sahip. Bu şekilde kullanıcı talepleri ve deneyimleri, yatırımcılar tarafından veri analitiği ile fizibilite süreçlerine entegre ediliyor. Veri paylaşımının daha şeffaf bir şekilde sunulması, altyapı yatırımlarında verimliliği artıracak bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Kullanıcı gizliliğine önem vererek açık ve şeffaf bir paylaşım önem kazanacak.

Altyapı projelerinin uzun vadeli olması için sürdürülebilirlik stratejisinin önem kazanması gerekiyor. Mali, operasyonel, teknolojik, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik şeklinde her bir başlığın ayrı ayrı değerlendirilmesi ve hayata geçirilmesi gerekiyor. Altyapı ve inşaat sektöründe yer alan firmalar dinamik fiyatlandırma modellerini izlemesi verimliliği ve etkinliği arttırıyor. Firmaların bu fiyatlandırmanın gerekliliğine ve değerine ise daha fazla önem vermeleri gerekiyor.