IRAK PETROL BORU HATLARI

IRAK PETROL BORU HATLARI

Petrol, hidrojen ve karbondan oluşan ve içerisinde az miktarda nitrojen, oksijen ve kükürt bulunan çok karmaşık bir bileşimdir. Normal şartlarda gaz, sıvı ve katı halde bulunabilir. Gaz halindeki petrol, imal edilmiş gazdan ayırt etmek için genelde doğal gaz olarak adlandırılır. Ham petrol ve doğal gazın ana bileşenleri hidrojen ve karbon olduğu için bunlar ”Hidrokarbon” olarak da isimlendirilirler.

2017 yılı dünya ispatlanmış petrol rezervi 1.696,6 milyar varil olarak tespit edilmiştir. Petrol rezervinin 807,7 milyar varili (%47,6) Orta Doğu ülkelerinde, 330,1 milyar varili (%19,5) Güney ve Orta Amerika ülkelerinde, 226,1 milyar varili Kuzey Amerika ülkelerinde (%13,3) bulunmaktadır. 2017 yılında dünya petrol üretimi 97,4 milyon varil/gün’e ulaşmıştır. Birincil enerji kaynakları arasında stratejik konuma sahip olan ham petrol 2017 yılı itibarıyla dünya enerji talebinin %33,7’sini karşılamıştır.

Dünya üretilebilir petrol ve doğal gaz rezervlerinin yaklaşık %70’lik bölümü, ülkemizin yakın coğrafyasında yer almaktadır. Türkiye, jeopolitik konumu itibariyle dünya ispatlanmış petrol ve doğal gaz rezervlerinin dörtte üçüne sahip bölge ülkeleriyle komşu olup enerji zengini Hazar, Orta Asya, Orta Doğu ülkeleri ile Avrupa’daki tüketici pazarları arasında doğal bir “Enerji Merkezi” olmak üzere pek çok önemli projede yer almakta ve söz konusu projelere destek vermektedir. 2030 yılına kadar %40 oranında artması beklenen dünya birincil enerji talebinin önemli bir bölümünün içinde bulunduğumuz bölgenin kaynaklarından karşılanması öngörülmektedir.

2017 yılında 25,8 milyon ton olarak gerçekleştirilen ham petrol ithalatımızın yanı sıra 16,8 milyon ton petrol ürünü ithal edilmiştir. Buna karşın 10,1 milyon ton petrol ürünü ihraç edilmiştir.

Her geçen gün artan petrol ve doğal gaz ihtiyacının mümkün olduğunca yerli kaynaklardan karşılanması yönündeki faaliyetler kapsamında, ülkemizin yeterince aranmamış basenlerinde ve özellikle Karadeniz ve Akdeniz’deki deniz alanlarında yapılan çalışmalar büyük bir ivme kazanmıştır. Son yıllarda deniz sondaj teknolojisindeki gelişmelerin, su derinliklerinin fazla (1.000-2.000 m) olduğu alanlarda arama ve üretim imkânlarını ortaya çıkarması ile denizlerimizde hidrokarbon aramacılığının yapısı hızla oluşturulmuştur. Bu kapsamda, gerek satın alma gerekse yerli imalat yoluyla iki adet sismik arama ile bir adet sondaj gemisi temin edilmiştir.

 

Kuzey ıraq bölgesinde bulunan müşterimiz , onlar için özel imalatını yaptığımız cihazlar için çok mennun kaldıklarını sorunsuz bir şekilde kullanmaya devam ettiklerini belirtiler.

Jeneratör Gücü Nasıl Hesaplanmalıdır

JENERATÖR GÜCÜ NASIL HESAPLANMALIDIR.

İhtiyacınız olacak jeneratörün gücü nasıl hesaplanmalıdır.Elektrofüzyon kaynak makinası‘nda  hangi kıstaslara göre hesaplanacağını işinin ehli bir elektrikçiye veya elektrik mühendisine hesaplatın veya yetkili servisimizden ücretsiz yardım alabilirsiniz.

Güç tespiti yapılırken aşağıdaki konulara dikkat edilmelidir.

Jeneratörün besleyeceği sistemdeki yüklerin cosinüs fi (cos φ) değeri şebeke enerjisinden farklı olarak 1 (bir) değil, 0,8 (sıfır virgül sekiz) dir.

Jeneratörün çalışma ortamı mutlaka göz önüne alınmalıdır. Havalandırma şartlarına bakılmalıdır, egzosttan atılacak kirli havanın (zehirli gazların) en kısa yoldan dış ortama atılması ve solunmaması çok önemlidir.

Jeneratörün bulunduğu ortamdaki ısı faktörü ve rakım göz önüne alınmalıdır.

Aktif, reaktif ve kapasitif yükler değerlendirilmelidir.

Jeneratör kapasitesi sistemde bulunan elektrik motorlarının demaranj (pik) gücünü taşıyabilecek kapasitede olmalıdır. Hesaplamada bu konu en önemli ayrıntıdır. Bir lambada demeranj oluşmaz fakat, sıkışarak çalışan tüm elektrik motorlarında muhakkak demeranj oluşmakta ve bu hesaplamalarda göz önüne alınmalıdır. (Örn; asansör, klima sistemleri, kompresörler v.s.)

Gelecekte yük miktarı ve enerji ihtiyacı artabileceğinden jeneratör gücü toplam ölçümlerden sonra mevcut yükün en az  %50 sini taşıyabilecek kapasitede olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, jeneratörleri tam kapasitesinin üzerinde çalıştırmak aşırı hararete ve motorda yüksek aşınmalara sebep olacaktır. ideal olan ise jeneratör grubunun normal gücünde yüklenmesi ve çalıştırılmasıdır.

Jeneratörü aşırı yüklemek alternatöre ve motora zarar verdiği gibi yüksüz çalıştırmak da motora zarar verir. Motor jeneratör setlerinde üretim yapmak için programlanmıştır ve verebileceği maksimum güce ulaşamaz ise kendi donanımlarına (turbo, piston, yatak ve krank) zarar vermeye başlar. Bu şekilde çalıştırılmaya devam ederse ekonomik ömrünün 5 de 1 i süresinde ömrünü tüketir ve sürekli arıza vermeye başlar. Bu sebeptendir ki, jeneratör gücü hesaplanırken uygun şekilde güç tespiti yapılması çok önemlidir.

Jeneratörler üç farklı özellikte kullanılır.

  1. Prime Power (Sürekli Kullanım)

Bu özellik ekseriyetle elektrik enerjisinin olmadığı yerlerde, jeneratörün 10-12 saat ve hatta 24 saat kullanım durumlarını içermektedir. Elektrik enerjisi olmayan şantiyeler buna en güzel örnektir. Jeneratörün değişken yük miktarı altında sürekli çalışma şeklidir.

Değişken yük miktarı jeneratör prime gücünün %70 ini aşmamalıdır.

 

2) Stand-By (Şebekeye yedek)

Şebekeye yedek anlamına gelir. Şebekeye yedek olarak , anlık veya kısa süreli acil güç ihtiyacında kullanılır.

Jeneratörler 12 saat ara ile 1 saat %10 aşırı yük yüklenebilir demektir.

3)Continous (Tamamen jeneratörler ile)  

Jeneratörün %100 sabit yükte sürekli çalışma şeklidir aşırı yüklenemez. jeneratörler gece ve gündüz enerji santrali gibi hiç durmaksızın 24 saat esasına göre çalışmaktadır. Bu sebeptendir ki, continuous çalışacak jeneratörler asıl talep gücünden %40 güç fazlası olarak seçilmelidir. Örneğin; talep 100 kVA ise continuous çalışacak jeneratörler 140 kVA olarak seçilmelidir.